Cumhuriyetin 100 yılında Türkiye’den Dünya’ya dijital dönüşüm hamlesi

Tarihsel olarak baktığımızda toplumların yeni teknolojileri benimsemesi, bu şekilde verimliliklerini güncelleyenlere rekabet avantajı yaratarak büyük sıçramalar yapmalarını sağladı. Günümüzde dijitalleşen verilerin barındırıldığı “büyük veri ambarları” gibi veri sistemleri, verilerin depolanmasını, düzenlenmesini ve sınıflandırılmasını mümkün kılarak şirketlerin stratejilerini geçmiş verilerini anlamlandırarak gelişmiş analitiklerle optimize etmelerini sağlıyor. Dijital dönüşüm; Veri yönetimi, Nesnelerin İnterneti, yapay zeka ile veri analitiği sayesinde verimlilik seviyelerini daha da yukarı çekecek, büyüme hızını ve üretkenliklerini yeni bir seviyeye taşıyacaktır. Bu da organik büyümeyi, satışları ve karlılıklarını artıracaktır. Geçtiğimiz ay Türkiye Yüzyılı lansmanı ile devlet stratejisi haline gelmekte olan dijitalin yüzyılı hedefi büyük bir farkındalık ve ivme yarattı. Ülkemizde son 5 yıldır teknoloji ve dijital ile ilgili yapılan atılımlar birçok sektörde küresel olarakta karşılık buluyor. Bu karşılığı büyük işletmelerden artık tüm işletmelere özellikle KOBİ’lere doğru yaygınlaştırmamız için kaçınılmaz bir fırsata sahibiz. İşte bu nokta da, “Dijital Dönüşüm” toplumumuz tarafından açık ve doğru olarak anlaması, bu kümedeki teknolojileri kullanarak neler yapabileceğini keşfetmesi gerekiyor.
mk
h

Cumhuriyetimizin 100. Yaşında dijital dönüşümün farkındalığını arttırıcı ve destekleyici birçok strateji programı hazırlanıyor, birçoğu da resmen ilan edildi. “Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi” bu anlamda yenilikçi teknolojiler olan Metaverse’den, blokzincire, siber güvenlikten yapay zekaya birçok alanı kapsıyor.

Hali hazırda son birkaç yıldır içinde bulunduğumuz küresel salgın, bireylerin ve kurumların, hepimizin hayatında güçlü bir dijital hızlandırıcı oldu ve gelecek, iş birimleri ve ekosistem ortaklarıyla işbirliği içinde güvenilir dijital hizmetlerin daha hızlı sunulmasını sağlayacaktır. Daha fazla işbirliği gerektirecektir. Daha fazla dijital etkinliğe sahip fiziksel organizasyonlar, sosyal medya, mobil cihazları içeren ekosistemler, müşterilerin işletmelerle etkileşime girdiği uygulamalar, dijital ticaret siteleri ve platformları gündemimizde. Dijital olarak etkinleştirilen temel ürün ve hizmetler, son derece karmaşık ve çok yönlü becerilerin yanı sıra, birçok BT kuruluşunun sahip olmadığı uzmanlık ve derinlemesine müşteri bilgisi gerektirir. Bilgi Teknolojileri yöneticileri artık birçok kişinin sahip olduğu büyük bütçelere sahip değil ve kaynakları artırmanın başka yollarını ararken, iş esnekliğini ve BT yeteneklerini hızla yeniden şekillendirmenin yanı sıra ekosistemin gücünden de yararlanmaya başlamaktalar, bu da ülkemizde geliştirilen yerli yeni teknolojilere ciddi fırsatlar yaratmakta. 

Geleceğin kurumları hem kültürel hem de yapısal değişikliklere uyum sağlayacak, acil durum planı ve kısa vadeli stratejiler geliştirecek, önümüzdeki altı ay için eylemleri planlayacak ve gerekli düzenlemelerle uzun vadeli eylemlere devam edecektir. Bunun ciddi örneklerini gördüğümüz, salgından önce zaten dijital olarak dönüşmüş olan kuruluşlar, dijital strateji temeli olmayan şirketlerden daha hızlı yanıt verebildiler ve krizden daha az zarar görmeden çıkmaya daha iyi hazırlandılar. 

Bu başarılı örnekler ile artık neredeyse tüm bilgi teknolojileri uzmanları, yeni müşteri ihtiyaçlarını karşılamaya, yeni yetenekler geliştirmeye ve yeni bulut merkezli dijital BT altyapıları ve ekosistemleri geliştirmeye öncelik vermekteler. Dijital ekonomi hızla gelişiyor ve pandemi, tüm işletmelerin ve sektörlerin dijital dönüşüm ihtiyaçlarını karşılamanın aciliyetini artırdı. Kuruluşların neredeyse yarısı, dijital dönüşüm girişimlerinin bir sonucu olarak işletme finansmanlarında en az %10'luk bir artış gördü. 

"Donanım, yazılım ve hizmetler arasındaki ayrımlar belirsiz hale geldi." 

2015'ten bugüne dijital dönüşüm yaşayan şirketlerde gelir performansı endeksi ve kâr performansı endeksi önemli ölçüde artarken, dijital olmayan kuruluşlarda azaldı. Dijital gelecekte kuruluşların %80'i; 2021'in sonuna kadar bulut merkezli altyapıya geçişleri salgın öncesine göre iki kat daha hızlı sağlayacak ve 2024'e kadar otonom BT operasyonlarına geçiş yapacak. Dijital ekonominin yükselişi nedeniyle çoğu CEO ve CIO işleri şu odakta yürütecek: “fiziksel olmaktan çok dijital davranmak”.  Müşteriler ve tüketiciler, gelecekte geniş ölçekte güvenilir ve sorunsuz müşteri deneyimleri sunmak için doğru entegrasyonlara ihtiyaç duyar. Markalar, müşteri deneyimi ve sadakati için giderek daha fazla rekabet ediyor. Veriler ve teknoloji tarafından sağlanan müşteri merkezli içgörüler, ilgili deneyimlerle sonuçlanacak.

Müşteri beklentileri, net, tatmin edici, çok kanallı müşteri yolculukları sağlamayı amaçlayan iş sonuçları ve teknolojilerle karşılanacak. Akıllı ve dinamik, insan-makine işbirliğini teşvik eden, yeni beceriler öğrenen ve zaman veya fiziksel alanla kısıtlanmayan, çevreyi destekleyen bir iş modeli dönüşümü yaparak yeni bir çalışma yöntemiyle güçlü dijital işletmeler haline dönüşecekler. Deneyimli çalışanlar, örgütsel hedeflere ulaşmaya daha fazla odaklanacak, akıllı dijital iş yeri, kültür ve teknoloji gibi pandeminin hızlandırdığı yoğun değişimler de devam edecek. Değişiklikler ve yapay zeka destekli iş gücü: Bu üç unsuru birbirine bağlayan yeni işletim modelleri ortaya çıkacak. Kuruluşlar, çevik modern çalışma alanlarına geçiş yaparken daha çeşitli, dağıtılmış ve dinamik bir iş gücünü güvenli bir şekilde destekleyebilecek hale geliyor. Bu sebeple işletmeler, esnek kararlar alabilmek ve kendilerini müşteri beklentileri ve talepleriyle sıkı bir şekilde uyumlu hale getirebilmek için doğru altyapıya ihtiyaç duyacaklar. Dijital yeteneklerini geliştirmeye dayalı yatırımlara verilen önem ilk sıralara ulaşacak. Değişen pazarlarda temel operasyonel hedeflerini gözden kaçırmadan BT'yi benimsemek ve entegre etmek ve dijital mühendislikte operasyonel olmak için dijital yetenekleri kullanarak teknoloji işlevleri geliştirecekler.

"Dijital inovasyon fabrikaları" olarak faaliyet gösteren işletmeler, müşterilerine daha fazla değer katarak kendi sektörlerinde daha etkin rekabet edecekler. Ekosistemler, artan yenilik, zeka, müşteri deneyimi ve güven ile sonuçlanan bir platform etkisi oluşturmak için paylaşılan verilerden ve içgörülerden, uygulamalardan, operasyonlardan ve uzmanlıktan yararlanarak fiziksel ve dijital dünyalar arasında sorunsuz bir bağlantı sağlıyorlar. Kuruluşlar inovasyon, artan erişim ve dayanıklılık ve öz denetim için teknolojiyi benimsiyor, daha sıkı takip edilecek. Bulut merkezli dijital altyapıya geçiş daha da hızlanacak. Bulut merkezli dijital altyapı, dijital iş modellerini desteklemek için yenilikçi teknolojilere zamanında erişim sağlarken aynı zamanda iş sonuçlarının teknolojinin benimsenmesi ve BT operasyonel yönetişimi ile uyumlu hale getirilmesine sağladığı platformlar ile etkin bir şekilde yardımcı olacak.

Müşteri deneyimlerini geliştirmeye, zekayı ve otomasyonu iş operasyonlarına entegre etmeye ve uç konumlarda devam eden endüstri yeniliklerini desteklemeye yönelik dijital altyapı kaynakları bulut tabanlı platform servisleri ile hızlı bir şekilde sağlanacak, bulut bu anlamda dijital dönüşümün bir numaralı etkinleştiricisi konumuna yükselecektir.

Liderler; sermaye, kaynaklar ve iş için yatırım getirisini en üst düzeye çıkaran stratejiler seçmeye odaklanmaktalar. Artan veri dağlarıyla (CX, IoT, sensörler) başa çıkmak için oluşturulan teknoloji stratejisinin amacı, kullanılabilir makine zekası olacak. Kuruluşların önemi giderek artan müşteri deneyimine 2023 yılında 2,7 trilyon dolar harcaması beklenirken, CRM uygulamalarına 93 milyar dolar harcanacak. Artık ERP,CRM,e-belge,e-fatura gibi gelenekselleşen uygulamalar ile yapılan dönüşümü tamamlayıcı olacak işletmelerin gelişimini, iş süreçlerini ve müşteri deneyimini arttıran, bulut tabanlı etkinleştirme ile anında hizmet alınmaya başlanabilecek yeni teknolojileri içeren platform ve bilişsel servisler ile yapılan gerçek dijitalleşmeye odaklanmalıyız. 

Türkiye’nin genç bir Cumhuriyet olarak geçtiğimiz 100 yılında başardığımız büyük işlerle yarattığımız endüstri tecrübelerini kullanarak dijital ile harmanlanmış iş yapış modelleri ile teknolojiyi çok iyi kullanan, tamamen dijitale “hap” şeklinde dönüşmüş mikro ölçeklenebilen yeni nesil işletmeleri ile küresel pazarlara dijital endüstriler ihraç etmeye odaklanabiliriz. Değişen ve gelişen dünya arenasında oluşan pazar açıklarını, bu tür hızlı ölçeklenebilen akıllı dijitalleşmiş endüstrilerimiz ile Türk şirketleri olarak doldurabiliriz. Dijital dönüşümü doğru bir araç olarak kullanarak Dijitalin yüzyılını dijitalleşmiş endüstrilere sahip gerçek bir Türkiye yüzyılı yapabiliriz.

n

Subscribe to blog